25 Şubat 2014

Erkek bebek battaniyesi

Bu battaniyede su dalgası modelini uyguladım...Bir şapka ve amigurumi bir bebekle tamamlıyacağım bu battaniyeyi mutlu günlerde kullanırlar inşallah...



20 Şubat 2014

Tığ ile popcorn modeli... popcorn stitch crochet



Modeli yapmakta uygulamakta çok basit... Öncelikle ikili trabzan ile bir ilmeğe beş kere trabzan yapıp ilk trabzanın üst kısmından tığı batıp ilmeği çekiyoruz... Biliyorum yazınca anlaşılmıyor işte size resimli anlatımı... Kolay gelsin ...



9 Şubat 2014

5 yaş savul emi benden


Beş yaşında bir kız oluyor Eda ...Koç burcu aksi gibi yükselenide koç burcu..Doğduğu zaman bebek burçlarına baktığımda " kapısının önünden geçerken çığlıklar duyulan bir evde muhakkak koç burcu bir çocuk vardır " diyordu...Nekadar doğru olabilirdiki heleki bizim gibi sakin bir ev ortamı varken diye düşünmüştüm...Şimdi değil kapımız apartmanın kapısından sesinin duyulduğuna eminim kaldı ki beşinci katta oturuyoruz bendeki durumu siz düşünün...

İnanılmaz inatçı bir kız karakteri böyle özellikle yapmıyor...Kendini son nokta da çığlık atarak ifade ediyor.Aşırı dominant bir kız...

Bu gün babası ile herzaman denizinde ferahlatıcı durumundan dolayı Fenerbahçedeki parka götürdük...Sırf bana inat olsun diye pantolonunu ters giydi artık pes ettiğim için inatlaşmıyorum...Tuvaleti geldiği zaman nekadar zorlanacağını, başkaları gördüğünde kendisine güleceklerinide söylesem fayda vermedi...Pantolonun ön fermuarı arkasında arka cepleri önde giyindi ve dışarı çıktık...Parka vardığımızda bir dede ki bilindik dedelerden değil gayet dinç ve bakımlı torunu ve evli çocukları ile parka gelmiş...Kaydırağın tepesinde neşeli mutlu bir çocuk olarak gözlemlediğimiz taş çatlasın iki buçuk yaşlarındaki torunu ile Eda oynamaya başladı...Yeni yeni konuşan küçük kız "Eda", "Eda" diye bizimkinin peşinde Eda ise yaşıtı bir erkek çocuğuna direktiflere başladı..."git çimen topla ve birazda çiçek " çocuk hemen çimenlere koştu ..Eda da kaydıraktan indi ve oralardaki kırılmış dalları toplamaya başladı...Kaydırağın tepesindeki minik kız " Eda delseneee" diye bağırınca dedesi Eda ya " ne yapıyorsun Eda ne yapcaksın onları " dedi ...Öğretmen edası ile yaklaştığı sevgili kızımız adama dönüp " zombi yemeği " dedi...Biz Erkanla uzaktaki banktan izliyoruz ahahhaha! dede kalakalmış Eda elinde çalıçırpı kaydırağa çıkıyor ...

Derken spor aletlerinin oraya yönelen ailenin peşinden Eda da oraya gitti...aletlerin birine küçük kızı oturttu diğer tarafına da kendi oturdu ve ileri geri sallanarak kendilerince salıncak yaptılar....Dede Eda yı çok enterasan buldu bunu gözlemleyebiliyorduk...Bu sefer kendi torununu bıraktı bizim kızla ilgilenmeye başladı...Biz hala izliyoruz zaten takatimizde kalmamış...Erkanla dedenin enerjisine hayran kaldık...Çok mutlu görünen bir aile idi...Sonra biz kızımızı aldık dedeye teşekkür ettik ve arabamıza yöneldik...Eda iki kere arabaya binmeden kaçtı geri yakaladık ve arabamıza binip evimize gittik...

Eda ya bir şeyler soruyoruz O da bize cevaplar veriyor yeni oyunumuz bu...Mesela O na göre Kuşların bir evi var ve biz bilmiyoruz...Tuvaletin sifonunu çekince herşey kapının önündeki çöp konteynırına gidiyor...gökyüzü mavi çünkü çocuklar sabah okula gitmeden boyuyor...Ay biz seyahat ederken peşimizden koşuyor ama düşebilir ve bu Eda ya çok endişe veriyor...Kötülük dünyayı sarmasın diye yemek yiğiyor en çok subukidu yu ( scooby doo ) seviyor.Basketbol oynayabilir, amelliyat yapabilir,isterse uçabilirmiş bile...Çok çukulata yiğince karnı bulanıyor ve hala tuvalete toolet diyor...

Sendromlu sendromsuz Eda büyüyor..Karakteri ni izliyoruz Erkanla ...Çok güçlü, düşüyor ve kendi kendine " birşey olmadı " diye kalkıyor... Hayat O nu yormasın ve hep küçük kalsın istiyor insan ama zaman ah! zaman...Bizi yavaşlatırken onlar için nekadar hızlı geçiyor....

Ebru...

2 Şubat 2014

Kendi Hoop Art larımızı yaptık

Bu ay ki faaliyet duvarımıza "sevgililer günü" temalı çalışmalar yaptım...Bıraksalar bir sürü kasnak doldurabilirim...Tamamıyla el emeği kasnaklarımı duvara koyduğumdaki iç huzurumu anlatamam...Çok mutlu bir Şubat ayı geçirmenizi diliyorum....





Portakalmavisi Yemek Düşleri: onepanpaste ...Tek tencere makarna

Portakalmavisi Yemek Düşleri: onepanpaste ...Tek tencere makarna: Arkadaşlar bu tarifi Martha Stewart ın çalışmalarında keşfettim...Kendi damak tadımıza göre uyarladım...Bizimkiler yeşillik pek sevmediğ...

Portakalmavisi Yemek Düşleri: Fas Usulü Köfte

Portakalmavisi Yemek Düşleri: Fas Usulü Köfte: Fas usulü köfte : et kuzu eti olucak... Soğan sarımsak, bir yumurtanın akı,  maydonoz,karabiber, herzamankinden çok kimyon, köft...

Portakalmavisi Yemek Düşleri: Arabaşı çorbası

Portakalmavisi Yemek Düşleri: Arabaşı çorbası: Malzemeler: 2 tavuk göğüs eti    7 su bardağı su    2 çay kaşığı salça    2 tatlı kaşığı toz kırmızıbiber    20 gr margarin    1...

1 Şubat 2014

80 ler ve ben...



Herkesin kendine has yaptığı yemek gibi bu 80 ler aslında...Herkesin damağında farklı bir tat, bir anı bırakıp geçti...İletişim ve medyanın tellerle hayatımıza bağlanmadığı dönemleri özlemle anımsamamız aslında o sıcaklığı insanı değerleri aramamızla alakalı...

Komşu teyze kapısında " Bu akşam müsaitseniz annemler size gelecekler" çocuklarıyız biz elimizde horoz şekeri tatlı tatlı hayatı sindirdiğimiz...Televizyon doğduğu sene alınan ender çocuklardanım bende...Kendimi bildiğimde istiklal Marşı ile karşısında hazırola geçip milli duyguları ciğerimize işlediğimiz zamanlardı...

Daha aktif bir şekilde televizyon izlemediğimiz zamanlarda Heidi ve Ayşegül serileri girerdi hayatımıza...Kitap kitap, dergi dergi yağardı bizim eve eeee! tek torun okuyacak ne yapıcak :D

Heidiyi okadar çok severdim ki yalınayak özgürce o koşturmaları beni benden alır eve her gelene kucağımda Heidi kitaplarımla gider bana okumasını isterdim...Komşu teyzeler okurken ezberlediğim cümleleri söylediğimde " Tülay bu okuyo galibaaaa!" diye heyecanlanan ah! bizim tatlı komşu teyzelerimiz...Pembe Panter oyuncaklarım vardı peluş ...Fatoş bebekleri vardı o yıllarda ne çok severdim Pembe panteri...Panterin pembesi mi olurmuş ?! olurmuş işte ve ne çok sevilirmiş....



Annemler pek sokağa çıkarmazlardı çıktığım zamanlarda eve girdiğimde yıkanır paklanır hatta dizlerim vimle ovalanırdı...Artık annemdeki neyin kafasıysa bir gün anımsıyorum beni okadar çok köpürtmüştüki nefes alamadığımdan yüzümdeki köpükleri yutup banyoya kusmuştum ahahahah! O oldu bir daha okadar köpük yapıldığımı anımsamıyorum...İp atlardık biz, zambak zumbak dön arkana iyi bak vardı daha arkamızı kollamayı ozamanlardan öğretirlermiş oyunla meğer...Misketler vardı...Babamın " sen erkek çocuğu değilsin" diye oynatmadığı ama gaflıkları vurduğum için erkek çocuklarının " bizim takımda ol" diye peşimde ağlandığı...

Okula başlıyorsun artık bak bu senin okul kitabın diye elime tutuşturulan Cin Ali kitaplarım vardı...

Çok üzülürdüm ben bu Ali ye nekadar zayıf birçocuktu....İpten çocuk olmaz midesi bile yok mesela çok mutlu ama kalbi bile yok....


Arı falan bilmem ben bir bildiğim arı var o da arı Maya...Sırtıma konmuş minik kara birşey çocuklar bağırıyor " Ebru sırtında böcek varrrrr" elimi sırtıma atmamla ağzında balı kıçında iğnesi rezil arı sol yüzük parmağımı soktu...Komşu Teyze buzdolabından domates getirdiydi soğuk soğuk " ağlama Ebru birşey yok bak öldü bile iğneside kalmamış ağlamaaaa" Parmağım zonkluyor nasıl dersin kalbim parmağımda atıyor "Arı Maya öldüüü anneeeaaaa!" sümüklerim aka aka ağladım parmağım acımıyor kalbim acıyor Arı Maya öldü..."Eeee! ölmemiş gene televizyonda anneaaaaa!"

Koşan oynayan çocuklardık ta ki babaannemin apartmanının önündeki sokakta bir çukurda mahallemizin sevgili abisinin kanını görene kadar ...Sağlar sollar çocukları eve bağlar....Anarşikti biraz bizim çocukluğumuz ...Küçücük yüreklerle Dev gençleri uğurladığımız...

Okumayı öğrendiğim yıllarda bu sefer baş ucumda Polyanna beliriverdi...bir yıl sonra geçireceğim bir kazada 1 yıl düzgün yürüyememe sebep olacak kötü zamanlarımın ruh halini okurmuşum meğerse...Bu kitabı okumasaydım o dönemde küçük şeylerden mutlu olamazdım diyorum kendime ve belkide o kitabı okumasam o kazayı çağırmazdım...Meteforlara boğul Ebru...:))))

Sanırım 1983 senesi falandı hayatımıza bu solo test girdi ...En gerizekalımız kimse peşinde teneke çalıp alaylar ettiğimiz :)))Kırtasiyeci amca cama kağıt yapıştırırdı " solo test bitti " bitmeyeydi iyiydi bu ayın gerizekalısını seçeceğdik daha :))))))


Aaaa! kumbaramı unutuyordum...Ara sıra parayla yaralarımın kabuklarınıda içine atardım ...Kumbara mı bankaya açtırmaya gitmiştik içinden erik çekirdeği, zeytin çekirdeği ve yaralarımla bunlardan çok değersiz olan paralarım çıkmıştı içinden de banka memuresi hanım tiksinerek bakmıştı bana ...Anılarımı biriktirmişim Allah Allah...


                                 


Vesselam güzeldi seksenler, daha gazozları , çekirdek poşetlerini, rengarenk macunları, sıcacık akşam çardaklarını, çay sefalarını, komşu amcanın boş tuborg şişelerine çegirge koymalarımı , sokakta bulduğum kedi yavrularını annem eve alsın diye bıyıklarını kesmelerimi kuyu sularında yıkamalarımı , kuyuların tulumbalarına asılıp oynamalırımı,çitlenbikten mermi yapıp muratın alnının çatına sapanla atmalarımı anlatmadım...



Deli  bir annenin çığrından çıkmış çocukluk anılarını bir başka zamanda tekrar dinlemek isterseniz adresiniz belli Portakal Mavisi Düşler .....Hem 80 ler hem 90 lar hemde 2000 ler...

Bazı anneler büyümes....


Ebru...

Indila - Dernière Danse (Clip Officiel)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı