29 Haziran 2013

biraz fisto ve biraz iplik...



Nigella' nın mutfağından kuskus tarifi...



Nigella nın mutfağını elimden geldiği kadar takip eder ve pekçok tarifinide uygularım..Sadece ingiliz tarzı dışına çıkan Nigella ispanyol yemeklerine de sıkça yer veriyor...Takip etmek isteyenler için BURADAN ulaşabilirsiniz...

Tarif çok kolay.Kuskusu haşladığınız suya tuz ile beraber kırmızı biber isterseniz acı isterseniz tatlı ben bir tatlı kaşığıı kullandım...Bir miktar taze zencefil veya ben toz zencefil kullandım ama yarım çay kaşığı attım içine...Haşlanıp süzdükten sonra bir kapta hazırladığınız limon suyu, zeytinyağı, kırmızı soğan ve domates karışımına ekliyoruz.güzelce karıştırdığınızda acı,ekşi, soğan tadı ve yumuşak kuskuslar çok hoş oluyor.Salata olarakta tüketilebilir...

Afiyet olsun...

Ebru....

Evrene mesaj şeysi....





                                     

Hani bazen için içine sığmazda karnının içinde kelebekler uçar ya! En yakınınla paylaşmak istersin elin telefona gider yüzünde tuhaf bir ifadeyle parmaklarını tuşlara basarken bulursun ya kendini! Bende öyle oldum işte tamda banyonun kapısından suyun koridora aktığını gördüğümde. Çamaşır makinasının gider borusunu taktığımız ya da iliştirdiğimiz lavabo altı borusu Eda' nın el atması suretiyle yerinden çıkmış normal meyilin gidere doğru olması gerekirken banyo zemininde evdeki sezeryan doğumlulara uyarak tersine bir akıntı ile tüm suyu koridoruma itelemişti.karnımdaki kelebekleri gebertip ani  beyin fırtınası ile" su, elektrik, çamaşır makinası " üçleminde " çarpılıyorduk vay anasını " iç sesi eşliğimde çocuğu güvenli bir yere bırakıp acil durum tokyolarımı ayağıma geçirdim :))))) 

Evet bizim nesil bu Tokyo denen terlik cinsini çok iyi bilir. Okullar tatil olduğunda kız çocuklarına alınan bu tokyoların kalın olan tabanı okullar açıldığı zaman kağıt kadar kalırdı. Lastik oynar, ip atlar, yakartop oynar oynarsa oynar o tokyoları ayağımızda paralardık. Anneler çocuklarına terlik fırlatırken tercih etmezdi bu tokyoları çünkü hafif olduğundan hedefivurması zor olurdu. Ben ve bir kaç arkadaşımın  neden bu terliğe Tokyo denildiği üzerine kafa patlatmışlığımız bile olmuştu:)))) şimdiki tokyolar parmak arası ama olsun her yürüdüğümde çıkan sesle çocukluğuma gidip gelmişliğimle anılarıma değil değip dönüyorum.

Tokyolarımla daldığım gibi banyoya hemen çamaşır makinasının elektriğini fişten çektim. Arkama döneyim dememe kalmadan Eda bir kucak dolusu plastik ördekle " bombalamaaa" diye banyonun zeminindeki köpüklü suya attı resmen kendisini.... İşte böyle anlarda sihirli bir deynekle anı durdurup yaşadığım olayın dışına çıkıp ve arkamı dönüp gitmek istiyorum. Bazen bu ağır çekimde de olabilir önemli olan seyircinin benim gitmemi seyretmesi. Kaç kaplan gücündeyim ki abicim ben. Şimdi çocuğa kızamıyorsun zaten o çocuk ama senin sorumluluğun orayı temizlemek he! İçinden yerde çocuğunla debelenmek geçiyor mu evet hem de çok şiddetli  ama olmaz . Heryeri temizlersin çocuğu yıkarsın çıkan gider borusunu yerine yerleştirirsin.  bazen kendimi baskasının kumanda ettiği bir ps oyunu içinde falan düşünüyorum. Kendime isim bile buldum "valkyrie" . Bir çeşit savaş tanrıçası ama O' nun atı da var ama ben bir de at ile uğraşmayayım diyorum :)))

Her sabah uyandığımda " hayat bana bu gün güzelliklerinle gel " diyorum. Artık evren benim bu mesajımı neresiyle anlıyorsa gün içersinde sayasım, sövesim tüküresim hiç geçmez benim :))))  Eğer bir aile sorumluluğun varsa ucu açık biletin, hâli hazırda kapıda bekleyen içi ihtiyacın olan herşeyle dolu olan bir sırtçantan, çocuklarsız bir a planın ve o gerçekleşmezse diye b planın asla olamaz. Benim olamaz çünkü ben hatıra diye çocuğunun sümüklü mendilini saklayan bir kadınım . Atım da olaymış ya! benim...

Ebru....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı