26 Haziran 2008

AŞK




bak yağıyor yağmur
her damlada gözlerin
bak esiyor rüzgar
rüzgar dediğim de sensin

bak sımsıcak güneş
sevginle işindi içim
sen vazgeçemediğim
yanımda bile hasretimsin

güneş doğarken çiçek açarken
ve hayat geçerken ben seninleyim

bir gün olur ayrılık kapımı çalarsa
senle yaşanan zaman yeter bana

bak yağıyor yağmur
her damlada gözlerin
bak eşiyor rüzgar
rüzgar dediğim de sensin

bak sımsıcak güneş
sevginle işindi içim
sen vazgeçemediğim
yanımda bile hasretimsin

güneş doğarken çiçek açarken
ve hayat geçerken ben seninleyim

bir gün olur ayrılık kapımı çalarsa
senle yaşanan zaman yeter bana

ADİYOS BLOGCANLAR


Çok küçük neşelerim vardı ceplerime sığdıramayıp paylaşmaya çabaladığım...Mutluluktan küçük sokak taşlarına tekmeler savurup içimin neşesiyle yürüdüğüm anlarım vardı.Çok değil bu gün hatta bilmemkaç saat evvel bir salak doktorun karşısında bana sunulan tablodaki acı çeken resmime bakarken kendime kimi zaman ettiğim Allah benim belamı versin yaaa sözlerimden pişmanlıklar duyarak soğuk kanlılıkla dinledim sevgili mavi gözlü salak doktoru...Nerden bilebilirdim o anki dileklerimin gereçekleşebileceğini...O rutine bağlamış hastalığın doğasından bahsederken içimden sokakta ip atlıyan çocukluğuma kaçıp saklanmak geldi...Çok yoruldum hayattan, yaşanılanlardan ve yaşadıklarımla yüzleşmekten ...Küçük meseleler diye adlandırılıcak çoğu şey çığ gibi düştü benim üstüme de gıkımı çıkarmadım...Peki , hıhı larımın sonunda ne dedim tokalaşıp mı ayrıldım ordan yoksa ne oldu anımsamıyorum pek, kendime geldiğimde trafik lambası kırmızıdaydı ve ben ağlıyordum...Ben pek umursamam insana ait davranışlarımı sergilerken güldüğüm gibi ağlarımda ve hep tanımadıklarım şahit olur ağlamalarıma...Annemin rahmine dönmeyi diledim bir an bir an babamı özlediğimde katıldı ağlamayı doğuran duygularıma öyle bilmem kaç dakika ağladım sonra o ağlak sesle annemi aradım...Anneme vardığımda teyzem kuzenlerim bilmem birileri daha derken başka bir doktorun karşısında buldum kendimi ve bana şimdide farklı bir tablo veriliyordu ordaki bende okadar acı çekiyor halde değildi....
Peki o benim gözümün içine baka baka şimdi bu konuyu araştırsanız kütüphane dolusu kitap okusanız size yeterli gelmez diyen doktorun derdi neydi...Ve ben üçüncü bir doktoramı gitmeliydim ....Off bilmiyorum 10 gün daha sabredicem ilk doktora sövmek için çünkü 10 gün kullanmam gereken ilaçlara olumlu sonuç verirsem onun söledikleri doğru çıkmamış olucak...Peki ya haklıysa ...Nerde olursam olayım elime geçirdiğim plaj terliğimi kafasına fırlatıcam...Çünkü üzülmemeliyim...Migrenimi bile unutmalıyım...Dangalak mısın be adam bu migren bu yaşlarda daha kazık ataklı seyrediyor migreni unutmak değil kendimi unutsam o beni unutmaz...Ama o migren ilaçları şimdiki hastalığımı tetikliyormuş...Ulan ne neyi tetikliyor cidden çok sıkıldım terliği boşverdim sıkıcam bacaklarına rahat rahat ohhhhh!
Yatıp uyuyacağım ve uyandığımda herşey geçmiş bitmiş olucak :D.Ana fikir buydu yani hastayım sonuç kısmında geğiğe dönmem lazım ağlamak çözüm değil ya o bağlamda :D Çok sıcak beaaaa kar yağsınnnn nankör insan kimliğim seni seviyorum :P
ve sonuca gelirsek yalnız kimliklerin sarmalandığı dost rüyalarda buluşmak üzere diyerek şimdilik kayboluyorum....
Adiyos blogcanlar

24 Haziran 2008

GELİNCİKLER

Sade sevdaların ateşisin GELİNCİK
Boynu bükük aşkların hüznüsün GELİNCİK
Narin aşkların dokunuşusun GELİNCİK
Ateşsin,hüzünsün,dokunuşsun GELİNCİK
....

NEDEN


Kocaman yükleri sırtladık dağları aştıkta
Kendimizi aşamadık
Yersiz yurtsuz gönülde bir avuntu bir el sıcaklığı
Bir dokunuşta coştukta
NEDEN
Bir sitemle kendimizi yaktık


Kaç zoru ben senle sen benle aşmadık mı
Çifteler saydırıp yine sarılmadık mı
Peki neden öyle kalamadık
Neden yüreklerimizi masaya koyupta
Hüzünlerimizi ayıramadık
Neden geçmişin acılarını birbirimize yükleyip
Canımızı acıttık
Kocaman yükleri sırtladıkda
NEDEN
Kendimizi aşamadık

....


BİLİYORSUN


Bir başka dünyanın insanısın yavrucağım
Sen kendi dünyanın toprağında büyüyorsun
...

KÜPELİ


Aslında çektiğim fotoğraflarla böbürlenme safhasında değilim henüz ama işte bu fotoğraf bana inanılmaz mutluluk veriyor.Pekçok makro çekim yaptım ve halende yapıyorum ama birdaha bu renklerde bu güzellikte birşey daha yakalarmıyım bilmiyorum...Yani düşününce Tanrının varlığı ile alakalı mükemmel ıspatlardan biri bu işte...Kendimizi patlatsak bunu yaratamayız...Yani olayın o boyutuna çok girmiyorum çünkü zaten çokta o bakımdan takılmıyorum...Yani peşi sıra bunları izlemek akvaryumda balıkları izlemek gibi benim için...İnanılmaz dinlendirici...Güzel birşeyler paylaşmak adına isminide vereyim bu çiçeğin KÜPELİ...Beni bu çiçekle tanıştıran Goncaya sonsuz sevgilerimle :D

....KEN


Çilekeş sevdalara dalmamışken
Henüz küresel kuraklıktan çöl olmamışken
En büyük ayıbın altına işemekken
Daha hiç terkedilmemişken
Özlemeyi yeni yeni öğrenirken
Seni leyleklerin getirdiğini bilirken
Ardına dönüp bakacak kadar bile geçmişin yokken
Oyna, eğlen eğlenebildiğince
Kimseye hesap vermiyorken
Ve sen en güzel mevsimindeyken
Oyna,eğlen eğlenebildiğince
....

SICAK YA HANİ ONDAN

İlgili aramalar: reklam - bira açma tekniği -  bira -  reklam -  komik

TİKİ SORUNLARI :D BUYRUN BURDAN YAKIN GOTİK GEYİKLERİ CABASI


Mağlum yaz geldi ve tikilerinde sorunları varrrrr...PEHHH!!!Kadiköyde bir yer var rıhtıma yakın eski bit pazarından aşağı doğru süzülünce oralarda ...Sahilsiz Ortaköy formatında tek farkı fazlaca siyah olması bir ara makinadaki renk değişim düğmesine basmıyım diye bile düşündüm zaten heryer siyah beyaz gibi...Etrafta gotik tipler olmasa İnönü Stadına düşmüş bir kıvam var yaniii...Bir kaç kız tiki ağzıyla konuşup dalgalarını geçiyorlardı ...Ben seviyorum bu gotikleri soğuk görünüşleri altında frekansı güzel utturursan kırkyıldır tanışıyomuşsun gibi muhabbet açıyorlar...Onların gözünde bu tikiler gösterişli bir araba turuna veren tipler :)Doğru söze ne denir ...Tabii bunlar akça pakça güneşi sevmiyorlar tikiler öylemi ya zaten havalarda sıcak bu ojeler kurumuyorrrrrr kiiiii moduna girmişler çoktan:D ...Bronz tenin güneşlenerekte olabileceğini çözenlerde var analarının karnından solaryumdan doğdukları için olayı bilemiyolar gerçi neyi biliyolarki Gaziantepi Ege bölgesinde sanan salaklardan ne beklersin...Bu kızların bir güneş kremi muhabbeti varmış bu gotik kızlar yaptı koptuk cidden...50 faktörle daha iyi yanılacağını sanan salakaları bile varmış :D Suratlarını bu yaşlarında Oklahoma hortumu çarpmışa döndürdükleri için kınamaya bile acıyorum aslında...Bu kızlar hayatı Babişkolarının sağladığı imkanlar yada verdikleri adamların sağladıkları ile yaşanılası sanarken etraflarında olup bitenlerden bihaber canları istediğinde baskı yapıyor diye annelerinide öldürüp yeterki o imkanları kaybetmeme hırsı ile yaşarken ben sevgili gotiklerimin yanaklarından öpüyorum :D

GİDENLER

Çekip gitmek en kolayı olsaydı
gidenlerin hepsi çok mutlu olmaz mıydı?
Kolay olan yüreğinide bırakıp gitmekse
Giden bir yüreksizi sevmesen
OLMAZMIYDI
???

CADIYIM


Cadılığım üstümde gene .Bu mevsimsel bir durum mu anlamadım oturdum yıldız haritamı çıkardım, sağolsun bir site sayesinde...Bak siteye sağolsun dedim anneme aslında çok şey borçluyum unuttuğumdan kırkkere aradım ya kaçta doğduğumu sormak için .Arıyorum araya bir sürü laf sokuyor sonra unutuyorum arada söylemiş oluyor çünkü. Kızım 11:00 de diye sonra vay doktorlar şöleydiden of buram ağrıyora kadar giden muhabbette, teyzeni aradınmıya geliyor ordan tamam anne tamam anneler hop kapatıyorum ulan ben kaçta doğmuştum oluyorum gene arıyorum..."Aaaa sen vitaminlerini mi almıyosun 11:00 dedim kaçkere diyeceğim" derken vitamin muhabbetine giriyoruz ilk konuşmada teyzemi ikinci konuşmada vitaminleri üçüncü aramamda Atatürk devrimlerinin travma yaratmadığı ama bu izlediği gerçekler yüzünden tıpkı menepozdaki gibi sıkıntılar bastığını,dördüncü aramamda Cumartesi saat 11:00 de gideceği yeri anlattıda anlattı...Off anne ,tamam anne demelerimede kızdı tabii.Anneye öyle söylenmez diye :D ...Ben aslında doğacağım gün doğmamışım doktorlar beni yani annemi bir gece bekletmişler...Yani o bekleten doktoru bir bulsam biliyorum ben edeceğimide kaç seneme maloldu ya doğumla ilgili açılan her muhabbette aynı tekrarlamalar ...Burdan doktorlara sesleniyorum bekletmeyin kardeşim siz neden doğacak çocukların geleceğini güzel doğum anılarıyla süslemiyorsunuz ya :@ Çok kızdım kahrol düşman alsana bomba...
Neyse işte doğum haritama göre aslında iyi durumdayım da bu sıcaklardan mıdır nedir hani biri kötü bir laf söylesede yada ofsayt bir durum yaratsalarda atlasam modumdayım :DCadıyım çok güzel laf koyarım ...Göz kapağımda tanımlanamaz bir beyaz leke oldu ...Yarın doktora gidicem kötü birşeyse ağlar açılırım belki ...Olmadı en kötüsü hastanede kavga çıkartırım :P

23 Haziran 2008

REGL ZAMANI HAVUZ VE DENİZ



Malum çoğu zaman akla takılan konulardan biriside bu...Bilinen gerçek Tamponu kim bulduysa Allah razı olsun cümlelerinin ardında saklı :D...Evet hiç bir şey eskisi gibi değil artık tampon sayesinde denizede pek önerilmesede havuza girilebiliyor...Ama naçizane şunu belirtmek isterim o dönem çok hassas bir dönem beden içinde ve herkes kendi vücudunu çok iyi bilir yani enazından kimimiz çıplak ayakla dolaştığımız dönemlerde çektiğimiz sancıları biliyoruz o sebeple eğer dönemi hassas geçiriyorsanız tampon kullansanız dahi Egenin kimi zaman çivi gibi olan denizine girerken bir kere daha düşünün derim ben...Nette rastladığım ve bilinmesi gereken bazı bilgileride paylaşmak istiyorum...


-Vajina normal bir kadında kapalı durur, ve içine basınçlı olmadıkça su girmez.
-Adetli iken havuza girmek mecburiyetiniz yoksa, girmeyin. Temiz bir denizi tercih ederseniz herkes için daha iyidir. "Mavi göl" fantezinizi yaşamak zorunda değilsiniz, unutmayın.
-"Ben bencil, sorumsuz ve diğer insanların hayatlarını umursamayan birisiyim." diyorsanız, o zaman lütfen havuza en azından tamponunuzla girin, ve iyice derine itin ki, su vajinanızın içine girmesin, (ipi fitil görevi yapacaktır, onu da itin içeriye lütfen)
-Denizden mikrop kapma ihtimaliniz, kanalizasyon çıkışlarında denize girmiyorsanız, oldukça düşüktür. Zira deniz, insan mikropları için toksin-öldürücü etki yapar.
-Havuzlardaki insanların pis sonuçlar doğuran hareketlerini bastırmak için basılan klor ve antimikrobial maddeler, vücudun doğal koruyucu mikroplarını da aynı acımasızlıkla kırar geçirir, ve vücudun savunmasını bozar.
-Islak mayo ya da bikini ile oturmayın.
-Güneşten koruyucu, yüksek faktörlü ürünleri mutlaka kullanın. Çıplak güneşlenme tercihleri için meme ve genital bölgeleri mümkün olan en üst faktörlerle koruyun, ızdırapınız çok fazla olabilir…

HAVUZ SUYU, VAJİNAL MANTAR ENFEKSİYONU KOLKOLA

Yaz geldi doğası gereği içerde duramıyoruz ...Başlıyacak gene havuz deniz sezonu derken artı dışarda tuvalete girme yüzünden mantar veya diğer enfeksiyon sorunları ...Artık herşey kadının hijyenini daha kolaylaştırıcı...Uzun yolda tuvalet için sıkıntı yaşamaktansa gerekli hijyen malzemelerini temin ettikten sonra ver elini Antalya, Bodrum falan...

Havuz Suyu Vajinal Mantar Enfeksiyonuna yol açıyor ...

Memorial Hast. Kadın Hast. ve Doğum Bölümü’nden Opr. Dr. Banu Göker Özdemir, kadınlarda havuz suyuna bağlı olarak ortaya çıkan vajinal mantar enfeksiyonu hakkında bilgi verdi.


Vajinal mantar enfeksiyonu nedir?

Kadınlarda oldukça sık rastlanılan vajinal akıntı, kaşıntı ve yanma gibi şikayetler, genellikle genital bölgede meydana gelen bakteri, virus ve mantar enfeksiyonlarından kaynaklanmaktadır. Bu tür enfeksiyonlara neden olan mikroorganizmaların bir kısmı cinsel yolla kişiden kişiye bulaşırken, bir kısmı da vajinanın normal florasında meydana gelen değişikliklere bağlı olarak enfeksiyon meydana getirir. Birçok kadın hayatı boyunca en az bir kere bu sorunla karşılaşmakta ve tedavi edilmediği takdirde vajinal enfeksiyonlar kişiye çok rahatsızlık verecek şekilde tekrarlayan bir hal alabilmektedir.

- Vajinal mantar enfeksiyonlarının nedenleri nedir? Niçin özellikle yaz aylarında ortaya çıkar?

Özellikle yaz aylarında hava sıcaklığının yükselmesiyle beraber genital bölgenin nemli kalmasına bağlı olarak vajinal mantar enfeksiyonlarında artış görülmektedir. Çoğu kez vajinada normal olarak bulunan mantarların, vajen florasında meydana gelen değişiklikler sonucu aktif hale gelmesi ile kişide enfeksiyon gelişebilir. Antibiyotik kullanımı, gebelik, şeker hastalığı ve bağışıklık sisteminin baskılanmasına neden olan bir takım hastalıklarda, vaginal mantar görülme riski artmaktadır. Özellikle yaz aylarında ise genital bölgenin nemli kalmasına sebep olan sentetik çamaşırlar, dar pantolonlar da mantar enfeksiyonu riskini arttırmaktadır. Bunların dışında yine yaz aylarında ve özellikle havuz sonrası bu şikayetlerin arttığı görülmektedir. Burada sebep sanılanın aksine havuzdan mantar bulaşması değil, havuz suyundaki klorün vagen florasındaki yararlı bakterileri öldürmesi sonucu var olan mantar sporlarının aktif hale gelmesidir.

- Vajinal mantar enfeksiyonunun en sık görülen belirtileri nelerdir?

Vajinal mantar enfeksiyonunun en sık görülen belirtisi, kaşıntı ve vajinada yanma hissidir. Bu durumda dış genital organlarda kızarıklık ve ödem meydana gelir. Mantar hastalıklarında oluşan kaşıntı genellikle çok şiddetlidir ve çoğu kez hastayı doktora getiren en önemli nedendir. Bazen kaşımaya bağlı olarak o bölgenin derisinde sıyrıklar ve küçük kanamalar dahi oluşabilir. Genellikle hastalarda beyaz renkli, kokusuz, süt kesiği kıvamında dediğimiz akıntı da görülebilir. Bu belirtilere ek olarak şiddetli mantar enfeksiyonlarında idrar yaparken yanma, idrarın değdiği bölgelerde sızlama ve cinsel ilişki esnasında ağrı oluşabilir.

- Vajinal mantar enfeksiyonları nasıl tedavi edilir? Enfeksiyonlardan korunmak mümkün müdür?

Kadınlarda oldukça sık olarak rastlanan bu tür enfeksiyonlar; vaginal fitiller, kremler ve gerektiği durumda ağızdan alınan ilaçlarla tedavi edilebilmekte, semptomlar ise 1-2 gün içinde gerileyebilmektedir. Hastaya oldukça sıkıntılı günler yaşatabilen bu enfeksiyondan korunmak için basit birkaç önlem oldukça yararlı olabilir. Öncellikle genital bölgenin ıslak ve nemli kalmasını önlemek için sentetik çamaşırlar ve dar kıyafetler giymekten kaçınılmalı, pamuklu ve rahat iç çamaşırlar tercih edilmelidir. Ayrıca genital bölgenin temizliği için normal sabun, parfümlü kozmetik ürünleri gibi tahrişe yola açabilecek temizlik ürünlerini değil, bu bölge için özel üretilmiş sabunlar kullanılmalıdır. Bunların dışında yaz aylarında havuz sonrası genital bölgenin kuru kalması için hanımlara ıslak mayo veya bikini ile kalmamalarını, klorlu sudan arınmak için havuz sonrası duş almaları gerekmektedir. Kadınlar, kendilerinde herhangi bir zamanda gelişen akıntı, kaşıntı yanma gibi şikayetleri ciddiye almalıdır. Herhangi bir sorunda bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurmalıdırlar.
Kaynak : Forumenerji...

21 Haziran 2008

SEVMEK

En temizinden mis kokulu çocuk sevdaları var yüreğimde
Emaneti geçmişten kalan....

O....Çocukları


12 Eylül 1980 ihtilalinden sonra siyasi suçlu olarak aranan bir karı-koca yurtdışına kaçmaya karar verir. Ama çocukları bu konuda onlar için en büyük engeldir. Yurtdışına kaçmadan önce çocuklarını bırakacakları güvenli bir yer ararlar. Çift sonunda çocuklarına 'en güvenli yer' olarak 'Mehtap Anne'nin yuvasını seçer. Onların çocuklarını bıraktıkları yer aslında eski bir hayat kadını olan 'Mehtap'ın bu işi bıraktıktan sonra halen hayat kadınlığını sürdürenlerin çocuklarını bıraktıkları 'Emanetçi Anne' evidir...Karı-koca yurtdışına kaçtıktan bir müddet sonra çocuklarını alması için bir İtalyan kızı Türkiye'ye gönderir. İtalyan kız, 'Emanetçi Anne'ye bırakılan çocuğu alıp anne - babasının yanına götürmek isterken kendini bir dizi ilginç olayın içinde bulur.
İzlemeyenler varsa belki fragmandan sanatın anlatım dili olarak çeşitliliğinden etkilenebilirler diye düşünüyorum cd dvd bağbında almaca bakımından...

ÜÇ MAYMUN

Küçük zaafların büyük yalanlara dönüşerek parçaladığı bir ailenin gerçeği örtbas ederek her şeye rağmen bir arada kalma çabası. Altından kalkamayacağı acılara ya da sorumluluklara maruz kalmamak adınagerçeği bilmek istememek, onu görmemek, duymamak, hakkında konuşmamak ya da günümüz tabiriyle “Üç Maymun”u oynamak, onun varolduğu gerçeğini ortadan kaldırır mı?

VİDEO TAKILIYORSA

İzlediğiniz videolar takılıyorsa sürekli ekran yenilemek yerine yapacaklarınız çok kolay ...

İnternet Explorer Kullanıcısıysanız;
- Araçlar -> İnternet Seçeneklerine tıklayın.- Genel sekmesinde Gözaltı geçmişinin altındaki “sil” düğmesine tıklayın.- Açılan pencerede “Geçici İnternet Dosyaları”nın yanındaki “sil” düğmesine basın ve gelen uyarıda “evet”e tıklayıhn.- Şimdi, videoyu yeniden başlatın. Duraksamaların sona erdiğini göreceksiniz.

Mozilla Firefox Kullanıcısysanız;
- Araçlar -> Özel verileri temizle ‘ye tıklayın.- Açılan pencerede, yalnızca “ön belleği” seçin. Diğerlerinin işaretini kaldırın ve şimdi temizle” düğmesine tıklayın.- - Şimdi, videoyu yeniden başlatın. Duraksamaların sona erdiğini göreceksiniz.

GÜLÜMSE



Sıkı bir kısa film takipçisi olarak şunu söyleyebilirim sonuçta adı üstünde kısa film dolayısı ile konuyu çok fazla önde tutmak gerekiyor aklın sadece konuda kalması için...İlk sahnedeki kırmızı oje ve ortada çok fazla para dönmesi ortalarına doğru şunu düşündürdü filmin adı gülümse acaba parayla sahip olunacak birşey gibi mi anlatılmak istendi...Hani adı para mı olsaymış diyecektim nerdeyse...

HİÇ İSTEMESENDE

Zamanın içinde bir yerlerde hep dilemediklerinle karşılaştığındaki gibi gözlerini kapasan ve uzak kalsan acılardan ...Hayat sana o yumuk yumuk ellerini açtığında hep CÖÖÖ yapsa ve gülsen
sen gülsen ve biz büyüsek ...


Her sıkıldığında, istediğin olmadığında, küstüğün zamanlarda bile kendini oyalayacak birşeyler bulduğun gibi
Kendine küçük mutluluklar yarat hayatta, nekadar kötü olsanda...
Sen mutlu ol hayat sana CÖÖÖ der nasılsa
...

KAHROL DÜŞMAN ALSANA BOMBA

DERTLİYİM


Sevgili blog birader bu sefer cidden kendimle ilgili bişeyler yazıcam...Benim canım çok sıkkın böyle canım sıkkınken bile canımı sıkan şeyi unutmaya çabalarken drank drank! karşıma çıkmasıda ayrı bir olay...Uzun zamandır elimdeki Hp fotoğraf makinası ile sınırları zorlama bağbında kuş demedim,çiçekdemedim herşeyi çektim ...Tabii belli bir kalite içeriği ile öyle herşeyi çektik dedikse içinde manası olan kareler yakaladım yahuuu.Neyse birader bu Hp şeysi yarı profosyonel dolayısı ile o içinde kaybolasım gelecek kareleri çekemiyorum...Acayip canım sıkılıyor ben işte canondur yok nikondur diye dolanırken elimdeki Hp de gariban gariban üzülüyorum tabiide diğer makinaların fiyatları uçmuş yani altı milyar falan gibi meblağlardan bahsediyorum :D...Öncelikleri belirlediğimde bayağı alt sıralarda kalıyor ....

Hani ben beğendim de ulaşamadım ya gazete alıyorum eklerde ana sayfa yapmışlar bu makinayı Allahım kabus gibi ben şimdilik unutmaya çalıştıkça karşıma çıkıyor ...Hani rüyalarda olurya sen kaçarsın o şey herneyse seni kovalar işte o mod bendeki...Bu ara olmaz ama ilerde belki ...Gerçi alemin derdi yanında benimki iğrençte ama cillop gibi ya makinaya bak ...11 netlik noktası, 2,5 LCD ekran,10,2 Mp Dijital SLR ...Allah kahretmesin ya plazmadan pahalıya geliyor....Millete madara olduk Romanyada ucuzmuş güya ama yol parasıyla aynıya gelirmiş ahahahah!Yaşasın kısıtlanamaz fotoğraf çekme özgürlüğü kahrolsun pahalı makinalar :D

KÜRESEL ISINMA VE BÖCEKLER

Şehirleşme, yanlış arazi kullanımı ve doğal habitatlar üzerindeki baskıların, son 20 yıl içinde 13 bitki türünü tamamen yok ettiği, baskıların devam etmesi durumunda ise önümüzdeki 10 yıl içinde bin 500’e yakın bitki türünün tehdit altına gireceği kaydedildi. Hayvan türlerinin de aynı tehlike ile karşı karşıya bulunduğu, Anadolu parsı, çizgili sırtlan ve Akdeniz fokunun yok olma tehlikesi bulunan türlerden bazıları olduğu bildirildi.

Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazmi Polat, küresel ısınmadan dolayı kemiricilerin sayısında ciddi bir artış olduğunu belirterek, bu artışın insan nesli için tehlike çanlarının çaldığını gösterdiğini ve insanlığın sonunun önlem alınmaması halinde yaklaştığını ileri sürdü.

Yani neymiş keneler bunun başlangıcıymış...Kuş gribi diye tavukları katledersen ( ki işin içinde birilerinin evladının farklı bir yumurta üretimi yapma durumuda sözkonusudur) keneleri yok edicem diye bilinçsizce sıkarsan o ilaçları bakalım daha neler olucak...

ÇILDIR

Vino Vino - Ian Oliver feat. Eastenders



Hani coşku başka nasıl paylaşılır ki ...

BİRİ BİZİ DURDURSUN YAHUU


Kirac - Haydi Haydi.mp3 -


Şaka gibi yemin ederim :D Son dakikada nasıl attılarda Hırvatların psikolojiyi çökerttiler :D Penaltılarda çok sıkıcıydı yahuu adam hepsini yedi...Rüştü mükemmel kurtarışlarıyla gene sahnedeydi...:DTebrikler

20 Haziran 2008

İSTANBUL'A HAYIRLI OLSUN

İstanbul Büyükşehir Belediyesi – Kent Orkestrası MüdürüCV şahane..


Celal Sevencan, 1954 yılında Trabzon'un Of ilçesinde doğdu. 1975 yılında tamamladığı ortaöğreniminin ardından, 1976 yılında Samsun Yüksek İslam Enstitüsü'ne girdi ve 1981 yılında mezun oldu. Meslek hayatına 1982 yılında Bitlis Merkez Atatürk Ortaokulu'nda öğretmen olarak başladı. Bitlis ve Samsun'da çeşitli okullarda öğretmen, müdür yardımcısı ve müdürlük görevlerinde bulundu.1994 yerel seçimlerinde Refah Partisi Samsun Tekkeköy İlçe Belediye Başkan adayı olarak seçimlere girdi. Seçimlerin ardından aynı yıl içinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yazı İşleri Müdürü olarak göreve başladı. 1995 yılında atandığı Mezarlıklar Müdürlüğü'ndeki 5 yıllık hizmetinin ardından 1999 yılında İtfaiye Daire Başkanlığı'na Programcı olarak atandı. 01.05.2001 tarihinde Sosyal ve İdari İşler Müdürlüğü'ne getirilen Sevencan, 17.11.2004 tarihinde Katı Atık Yönetimi Şube Müdürlüğü'ne Asaleten Müdür olarak atanmıştır. 04.08.2006 tarihinden itibaren Kent Orkestrası Müdürlüğü'ne asaleten atanmış olan Sevencan, evli ve 5 çocuk babasıdır.

ÜÇLEME ...( Çalışma 1 )






Her birine ayrı ayrı bakıp ne düşşündüğün ve hepsine bakıp ne hissettiğin önemli ....

YOKSA HERŞEY ÖYLESİNE Mİ ???

Her güzel şey insanın doğasından gelme sevmek içgüdüsel...Peki ya kıskançlık :D ...Sevmek, aldatmak,kıskançlık,ağlamak,sevinmek nekadarı doğamızda nekadarını taklit ederek büyüyoruz ki ... Seni uzaktan sevmek sevmelerin engüzeli ise ayrılıklarda sevmeye dair miydi yoksa yoksa herşey bu kubbede kalacak bir hoş seda mı :D

AMASRA ....


Karadeniz'in incisini karartacaklar!
Fatih Sultan Mehmed’in görür görmez hayran kalıp, hocasına dönerek, "Lala, lala Çeşm-i Cihan bu mu ola?" dediği doğa cenneti Amasra’ya termik santral yapılmak istenmesi büyük tepki çekti. Muğla’nın Yatağan İlçesi’nde yaşanan felaketi hatırlatan çevreciler, termik santralın Karadeniz’in incisini karartacağını söylüyor.

DÜNYADA petrol fiyatları hızla artarken, Türkiye ileride doğabilecek enerji darboğazına karşı aralarında nükleer ve termik santrallerin de bulunduğu alternatif enerji kaynakları yaratmayı planlıyor. Ancak yer seçimleri, çevrecilerin tepkisine neden oluyor. Muğla’nın Yatağan İlçesi’nin ardından onlarca endemik türün yaşadığı, Küre Dağları Milli Parkı’na 40 kilometre uzaklıktaki doğal güzellikleriyle ünlü Amasra’ya termik santral projesi tepki çekti.
Bu yazının devamı ... http://www.amasragezisi.blogspot.com/
Konuyu bende basından duyduğumda inanamadım...Ama sağolsun içinden biri tarafından bilgi sahibi olabildim...
AKP: Henüz kesin değil AKP Bartın Milletvekili Yılmaz Tunç ise "Kesinleşmiş bir karar yok. Daha işin başındayız. Amasra’nın güzelliğini bozacaksa tabii ki karşı oluruz" değerlendirmesini yaptı.
Bu açıklamayı yapan kişi ilkokul 3 de değil milletin seçtiği bir vekil dikkat çekerim :)Termik santral yapılma konusu var ve Amasranın güzelliğini bozacaksa deniliyor...
Bildiğim tekşey hedeflerinde ne varsa belirledikleri stratejik çalışma ile o hedefe giden yolda halkı hipnoz eder tarzda okadar güzel ilerliyorlarki ...Üstü kapatılacak basından belki takip edemiyeceğiz bir gün uyandığımızda ise termik santralin açılışına katılan bakanlar diye bir haber duyacağız...
Muhalefet : TBMM Çevre Komisyonu üyesi CHP’li Murat Sönmez ise "Ne kadar önlem alınırsa alınsın termik santral çevreye hiç zarar vermeyecek deme şansına sahip değilsiniz. Böyle bir tesis yapılırsa insanlar eski havayı soluyamayacağını düşünecek ve psikolojik olarak oraya gitmek isteyenler etkilenecek, ilgiyi azaltacaktır" dedi.
Offff!!!!!!

KENE


Benim korktuğum gene oldu...Yurdum insanı AIDS konusundaki çok bilmiş bize birşey olmaz duruşunu yeniden sergiliyor...Maalesef bu sene bir kene sorunumuz var aslında sorun kene derken keneden bulaşan virüsler ama kısaca bulaştıran şey kene olduğu için biz kısaca kene sorunu diyelim...
Kadın çocukları ile piknik alanında ve spiker soruyor kene den korkmuyor musunuz? kadın gayet gülerek çimenlerde oynuyan çocuklarına bakarak hayır diyor ve kene ile ilgili sorun olduğunuda bildiğini ekleyerek...
Ne biliyoruz hadi bakalım...Diyelimki benim evime gazete girmiyor ve televizyonda da sadece haberlerde rastladığım kadarı ile bilgim var ve ben cahilim:
1-Kene ısırdığı zaman bir hastalık var ondan bulaşıyor...( Ben gördüm kene ısırığı 9 yaşımdaydım ve ısırdığı zaman kafası içerde kaldığı için arkadaşımdan cerrahi müdahale ile alındı kene...Ama arkadaşım ölmemişti)
2-Şimdi öğreniyorum bu kenede virüs varmış ısırdımı öldürmesinin sebebide buymuş...Ama bana birşey olmaz
3-Kanamalı bir hastalığa sebep oluyomuş ondan ölünüyomuş...
4-Kene ısıran bir hastaya müdahale eden doktorlarada virüs bulaşmış açıklama yapan adam dediki kan ifrazatı sırasında kan sıçramış ...Ulan çok mu kan kusuluyomuş...Allah allah ama onlar anlamamış geç kalmıştır keneyi farketmekte...
5-Şimdide solunum yoluyla bulaşa bileceği söylentisinin çıktığını söyledi haberler amaannnn hepsi söylentidir...Hem hiç bir kişi görmedik haberlerde
EVETTTT CİDDİ BİR SORUN VAR VE O GÖZÜNÜ SEVDİĞİM TELEVİZYONCULAR KİMİN KARISI KİME KAÇMIŞ PROGRAMI YAPMAKTAN TOPLUMU CİDDİ ANLAMDA İLGİLENDİREN BU KONU HAKKINDA BİLİNÇLENDİRMEDEN KAÇIYOR GİBİLER...
HERKESİN İMKANI VE ANLAMA KAPASİTESİ MÜKEMMEL DEĞİL NEDEN EN AZINDAN SEDA SAYANIN PROGRAMININ İÇİNDE(KENDİSİ EN GÜVENİLİRMİŞ YA PÖHH!!) BU KONUYLA İLGİLİ 10 DAKİKALIK BİR TANITIM PROGRAMI YAPILMIYOR HANİ ACUN ILICALI 7 DAKİKA REKLAMA GİRİYORYA SON KUTUDAN ÖNCE NEDEN MAL MAL 7 DAKİKA O REKLAMLARI İZLEYECEĞİMİZE O DAKİKALARDA TANITIM FİLMİ GİRMİYOR...
Sonrada halk bilinçsiz ...Sen insanını okumaya teşvik etmez en ucra köşeye kadar eğitimi sokmaz doğru düşünme yetisini geliştirtmez ve 30 larında hala doğru beslenememeden bıngıldağı gelişmemiş bünyeler olmasına sebep olursan hiç birşeyde söylemeye hakkın yok...Sen git haremlik selamlık otel reklamlarını yayınlat radyolarında ....
Ben bu ülkenin nereye gittiğini çok iyi biliyorum ama o yere gittiğim kişilerden nefret ediyorum...Hemde %47 den daha çok....

ANILARIMIZ




Dar düşüncelerin yarattığı duygusal sarsıntılardan sonra diyebildiğim tek şey iyiki beynimizi tam kapasiteyle kullanamıyoruz...Zekasal anlamda yaratıcılık boyutunda evrene katılacak şeylerden mahrum kalıyoruz belki ama ya o kalan kullanamadığımız tarafla beraber daha hassas daha duygusal olsaydık ne olurdu...?Anca bize yeten anadilimizle ifade ettiğimiz acıları daha fazla nasıl derinleştirebilirdik...


Şimdi nerden aklıma geldi bilmiyorum bildiğim tekşey kendimi mutlu hissetmek istediğimde dizden hizalı kot pantolonum, kafamda beyaz şapkamla kahve rengi pinokyo bisikletime bindiğim zamanları düşünmek oluyor...En mutlu, en özgür, en ben hissettiğim zamanlardı belkide geriye dönüp baktığımda...
Küçük çocuklar görüyorum mutlu anılarını yaşarken bisikletlerinin üstünde, pek çok şeyden habersiz neşe içersinde...
Mutluluk geçmişte güzel anıları olmak mıdır kimi zaman :D??
Gidenlerin ardından bakakalmakla birlikte gelen hüzün gazoz içerken gülünce burnuna kaçmasıyla son mu bulur...:D
En güzel dondurma çikolata ve vanilya mıdır...???
En güzel anılar henüz yaşanmamışlar mıdır yoksa anımsarken o an ne hissettiğimizide anımsadıklarımız mı en güzel anılarımız...???

19 Haziran 2008

GÜVENEMİYORUM-HANDE YENER

Guvenemiyorum - Hande Yener





AĞLARSIN


..yüzüne şarkılar çarpar,
yüzüne şiirler çarpar ağlarsın..

YARIN...

Zamanı sıfırlayacağım hayatımda yarın
Her şeye yeniden başlayacağım.
İlk kez günaydın diyeceğim gökyüzüne,
İlk soluğumu alacağım yarın;ama şimdi değil,
Yarın.
Yarın başlangıcı olacak hayatımın,
Gözlerimi açıp,''Merhaba'' diyeceğim hayata.
Ben de varım artık
Ölümüne sevgi yarışına.

İlk kez göreceğim annemi yarın.
Sarılacağım ona,sevgimi haykıracağım.
Ama şimdi değil,yarın
.


Yarın umutlarım tanışacak istasyonlarla,terminallerle
Birer birer yolculuğa çıkacaklar.
Bavulları mı?
Onlar dünden hazır;ama yolculuk yarın.

Unutmuş olacağım seni yarın.
Seninle kurduğum bütün hayaller
Silinmiş olacak zihnimden
Ben yeni maceralar üreteceğim düşümde yarın.
Yok olacak uyandığımda mazi.
Eflatunlar saracak etrafımı,
Pembe düşler misafir gelecek bana,
El sallayacağız beraber karanlığa

Her gün bunlarla avutuyorum kendimi.
Bugünü erteliyorum ben hep yarınlara.
Ama olmuyor.
Silinmiyor kalpteki yara.
Bağlanmışken yürek geçmişe,
Umut besleyemiyor gözler geleceğe.

İyi geceler hayat!
Bugün de seni yaşayamadım affet,
Ama belki yarın,
Yarın...


18 Haziran 2008

PEMBE PEMBE


Pembe kalemlerimle pembe düşler çizdim ama hepsi Portakalmaviye dairdi ....

17 Haziran 2008

HATIRA - AHMET MUHİP DIRANAS


HATIRA

Dün, bir gölge gibi geçti yanımdan
Oydu, bir bakışta tanıdım onu;
Rüyalarıma tayf halinde konan,
Peşime bir korku gibi düşen o.

Bazı yapraktı, bazı bir rüzgâr.
Dolardı aydınlık olup, odama.
Bahçemde süzülür giderdi bahar
Sabahının fecri vururken cama.

Ayakları kumda bırakmadan iz
Yanıma geldiği hep gecelerdi;
Sanki bir lahitten kalkar ve sessiz
Uzak bir maziye dönüp giderdi.

Bir avuç ışıktı incecik yüzü,
Gözleri geceler gibi derindi;
İçine başımın her an düştüğü
Avuçları sudan daha serindi.

Geçerken dün yoldan, ruhumu saran
Bir gölge halinde ve ağır ağır;
Tanıdım; o, yâdı hoş zamanlardan
Seven ve yaşayan bir hatıradır.

AHMET MUHİP DIRANAS

PAYLAŞMAK



Paylaştıkça büyüyoruz ...Kimsenin aldırmadığı bir tırtılken kendi paylaşımlarımızla gelişip güzel bir anlam katıp bünyeye kelebek mi oluyoruz...Başımı yastığa koyduğumdaki huzurumu vicdanımın temizliğine borçluysam yaşasın sonu gelmez paylaşımlar kahrolsun bencil, gamsız ömrüne ömür katarken ardında kırdıklarını bilmeyenler

ANDIMIZ OLSUN

Kalk hadi
bir resim yapalım
siyah beyaz olsun
içinde birde gemi...
Sen siyah ol ben beyaz
Gemiyle gidip
Renkleri bulalım
Andımız olsun
....

PAYLAŞIR MIYDINIZ???


Tertemiz bir bardak neşeniz varmıydı
Paylaşırmıydınız olsaydı
Kocaman buzlar dağaldı yüreğimde
Ağlamıyorum
Susmam bilmediğimden değil
Çağıl çağıl taşmaktan korkuyorum
Sizinde çocukluğunuz var mıydı
Paylaşırmıydınız gemilerle
Uğurladığınız anılarınızı
Anlatsam ağlarmıydınız
Seksekleri,beş taşları
Kaybolan topları
Unutamadığım tüm anıları
...

YALNIZLIĞIM


Eski dostum yalnızlığım
Çocukluğumun yük gemileri, uzun kara trenleri
Babamın kocaman elleri
Babaannemin takma dişleri
Amcamın aldığı balonlar
Kalbimi saran blog duvarlarım
Uzaklara savurduğum neşelerim
Yaprak yaprak gözyaşlarım
Tutmaya kıyamadığım çocukluğum
Bez bebeklerim ve yastıklarda kalan hayallerim
Dilek ağaçlarındaki çaputlarım
Dudaklarımdaki dualarım
Geçmişin tek renkli ekranları
Kesir problemlerim
Neşeli sabahlarım
Annemin mis kokulu poğaçaları
Kırmızı rugan ayakkabılarım
Elimi uzatsam tutamıyacağım babam
Çektim su tabancamı
Sırılsıklamsın artık anılarım
Ne sarıldığım ne sarmalandığım
Tek dostum YALNIZLIĞIM
....

CEVAP VERİYORUM


MESAFE




En uzak mesafe ne Afrika’dır, ne Çin, ne Hindistan,
Ne seyyareler, ne de geceleri ışıldayan yıldızlar
En uzak mesafe iki kafa arasındaki mesafedir
Birbirini anlamayan…

Can Yücel

YENİ NESİL AMA



Direkt gard alarak yazmak istemiyorum fakat bu günki gençlikte rastlanan bazı davranış bozuklukları ( 15 yaşında bir kızın 4 çocuklu bir adamla kaçması ) tamamen düzgün beslenememeyle alakalı deniliyor.Sonuçta İngiliz bilim adamlarıda araştırmış ve kanıtlamış fastfood tarzı yemek beyin salgılarında bozukluklara sebep olduğu gibi bunların ilk gözlemlenme şekli gençlerde karar alamama ile ortaya çıkıyor...Bu aralar Türkiyede de genç yaş kalp krizi vakalarına basından da rastlamaktayız...Doğru beslenememe sonuçta beynini kullanamayan bir nesil yetişmesine sebep oluyor dolayısı ile organik olduğu kanıtlanmamış her organik besini çocuklara dayamamalıyız ayrıca fastfoodla da ne kadar geç tanışırlarsa okadar iyi gibi...


16 Haziran 2008

BUNU BİLİR BUNU SÖYLERİM



Asla ama asla eğer sonunu getiremiyeceğinizi düşünüyorsanız bir çocuğa sevginizi vermeyin...Çünkü masada bıraktığınız ajandanız ya da evde kalan çiçeğiniz değil onlar...İçlerinde açtığınız sevgi yeri siz gidince bomboş kalıyor ve yerini hiç birşeyle dolduramıyorlar...İlerde büyüdükleri zaman kendilerine biraz canım diyeni dost aşkım diyeni doğru insan sanıyorlar...


Öncelikle sözüm bebek sahibi olmak isteyenlere...Boşanmalar çocuklarda çok tahribat yapıyor...Doğru olan kavga olan bir evde çocuk büyütmektense evleri ayırmak ve daha sağlıklı ortamda çocuk büyütmek diyip öyle kestirilip atılmıyor.25 yaşındaki bir arkadaşım dediki babamın evinde buzdolabını açamıyorum...Maalesef baba daha uzaklaşıyor çocuktan...İstisnalar illaki vardır da konu hakkında bilgi sahibi kişiler evleri ayırmayı önerirken annesi babası ayrılmış çok kişi keşke kavga etselerde aynı evde olsalardı diyorlar...






Çocuk gelişimi boru değil nüfustaki rakamsal değeri sabitlememek adına değil bir neslin devamı için dünyaya getiriyoruz çocukları...Sağlıklı bir birey yetiştirmek adına önce kenisini bilen sonarda karşısındakini anlayabilen insanlarsanız kolay gelsin yok değilseniz ne diyebilirim katıldığınız sürüde iyi otlanmalar ...





KİRAZIM


Dakikalarca uğraşıyorum birşey olmuyor şu oluruna bıraktığımda yakaladığım kareye bakın...Dövemiyorumda :D

AH O TEKNEDE BENDE OLSAYDIM









Seviyorum böyle tekneleri fotoğraflamayı...Görenler kartpostal tadında diyor...Evet birde kartpostallar vardı değil mi???Bayramlar vardı ve birbirimize yolladığımız tebrik kartları :D...

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...
Portakalmavisi bir; hüzünleri dibine kadar yaşamadan terketmeyen, sonrasında da ardına dönüp bakmayan hüzünbaz zamanlar cambazı....

pin

yukarı